Sedef hastalığı

Sedef Hastalığı

 

Sedef Hastalığı

Sedef deyip geçmeyin, bu aslında bir Bağışıklık Sistemi Hastalığıdır  !!!

Tam nedeni bilinmemekte olan, fakat bağışıklık (immün), genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etki ettiklerinden şüphe edilen Sedef hastalığı dünyada yaklaşık 125 milyon kişiyi etkilemektedir. Vücutta sistemik etkileri olan, deriyle sınırlı olmayan aslında ihmal edilmemesi gereken bir bağışıklık sistemi hastalığıdır.  Psöriazis halk arasında “Sedef Hastalığı” olarak bilinir, deride kızarıklık, soyulma ve beyaz pullanmaları olan döküntülerle karakterize edilir, ancak sedef sadece bir kozmetik sorun olan cilt hastalığı değildir.  Sedef hastalığı vücudun kendi bağışıklık (immün) sistemi tarafından deriyi hedef alarak saldırmasından kaynaklanır, bu yüzden de bir bağışıklık sistemi (otoimmün) hastalığı olarak tanımlanır.  Sedefte derinin yanı sıra, eklemler ve omurga da bağışıklık sistemin saldırısına uğrayabilir ve ortaya eklemlerde ve omurgada iltihaplı romatizmasının gelişmesine neden olabilir. Bu iltihaplı romatizma, Psöriatik Artrit (Sedef Romatizması) olarak bilinir, beş tipi vardır ve neredeyse vücudun herhangi bir eklemini tutabilir. Psöriyatik artritin tedavisi başlangıçta kortizon içermeyen ilaçlardan ibarettir, fakat artrit bu birinci basamak ilaçlara yanıt vermezse, Kas-iskelet sistemi ve aynı zamanda İç Hastalıkları ve Bağışıklık Sistemi uzmanı olan Romatologlar,  hastalığın daha uzun süre kontrol altına alması için ve vücutta daha fazla immün hasarın gelişmemesi için bağışıklık sistemini manipüle eden romatizma ve biyolojik ajanlar adlı ilaçları kullanırlar.

Cilt ve eklemlerin ötesinde, sedef hastalığın artık sistemik hastalıklara olan bağlantısı son 10 senede birçok bilimsel çalışmalarda kanıtlanmıştır. Kardiyovasküler risk faktörleri bir arada toplanmasıyla ortaya çıkan ve Metabolik Sendromu olarak tanımlanan, sedef hastalarında genel topluma nazaran iki kat daha sıklıkta görünmektedir. Dolayısıyla, kolesterol yüksekliği, tansiyon hastalığı, kandaki yağ oranı (trigliserid) fazlalığı, şeker hastalığı ve diyabet öncesi (insülin direnci) gibi rahatsızlıkların sedef hastalığında görülme sıklığı daha fazladır.  Sedef hastalığı ile beraber görünen bu risk faktörlerin her biri kalp hastalığı gelişme riskini arttırmasıyla birlikte, bir çok çalışmada sedef hastalığın yarattığı kronik enflamasyon ve iltihabi durum da ayrıca bu risk faktörlerin birbiriyle sinerjik etki yaratarak Koroner Arter/ Kalp Damar hastalığının gelişmesini 2.5 kat artırmaktadır.  Bilimsel çalışmalarda sistemik tedavi yöntemleri, özellikle Romatolog tarafından romatizma için verilen bazı “iltihap giderici” ilaçlar, kalp krizini ve koroner kalp hastalığı oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı bir şekilde azalttığı da kanıtlanmıştır.

Ayrıca, Sedef hastalarında iltihaplı barsak hastalığı, kanser, karaciğer yağlanması ve depresyon gibi sağlık sorunları da daha fazla sıklıkta görülmektedir.  Ruh sağlığını en çok olumsuz etkileyen hastalıkları olarak bilinir Sedef hastalığı.  Amerika’da yapılan çalışmalarda, Sedef hastalarının, %96’sının görüntüsünden rahatsız olduğu, %36’sının eşlik eden uyku bozukluğu olduğu, %40’ının toplumdan izole yaşadığı görünmüştür. En önemli bulgu da sedef hastalarının %20’sının sürekli intihar düşüncesi içinde olması dikkat çekmiştir.

TEDAVİDE YENİ YAKLAŞIM

Bütün bu sebeplerden dolayı, tüm dünyada artık trend sedef hastalığının gittikçe bir deri hastalığının ötesinde olduğu ve olası sistemik tutulumlarından dolayı bütün tedavi yükünün sadece bir Dermatoloji (cildiye) uzmanın yüklenmesin doğru olmadığı düşünülmektedir.   Dünyada tıp camiası ve sağlık kuruluşları artık ekip çalışması ve “multidisipliner” yaklaşımla Sedef’in (Deri,Romatizma ve diğer sistemik tutulumları) daha iyi tedavi edilebileceği düşünülmüştür. Eskiden sedefin “cilt lezyonlarına bir Dermatolog” ve “romatizmasına bir Romatolog” bakılmasından ibaretti, ancak çalışmalara göre tedavi yöntemlerinde sedef hastalarının dörtte üçünün tedavilerinden memnun olmadığı ve üçte birinin tedavilerini yeterince etkin bulmadığı belirlenmiştir.  Artık tedavi yöntemlerin ve sistemik hastalıkların risk değerlendirilmesinin farklı branşlarla birlikte (örneğin Kardiyolog, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı, Aile Hekimi, Diyetisyen gibi uzmanlarla) kontrol altına alınması hastaya en iyi sonuç getireceği düşünülmektedir.   Sedef hasatasına doğru zamanda,  en uygun (klasik veya en yeni) tedavilerin verilmesi konusun bir Romatolog ve Dermatolog uzmanıyla koordine edilmesinin önemi gittikçe artmaktadır, çünkü artık orta-şiddetli sedef ve sedef romatizma hastalarında olay cilt ve eklem tutulumundan çıkmış olup, öncelik temeldeki bağışıklık sistemi bozukluğun doğru tedavisiyle “kaynaktan kontrolü” söz konusudur.

Özel Bursa Romatem Hastanesinin  bu konuda Sedef Cilt ve Sedef Romatizmasının multidisipliner yaklaşımıyla işbirliği yapabilecek Türkiye’nin nadir merkezlerinden biridir. Fizik Tedavi doktorların ve Diyetisyen bir arada bulundurmakla birlikte, hem en modern yeni tedavi yöntemlerini hem de ilaçsız ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini özellikle Balneo-Fototerapi ve Termal tedaviyi birlikte bağdaştırıp, doğru yapabilen dünyanın sayılı sağlık kuruluşlarından biri olmaktadır.  Özel Bursa Romatem  Hastanesi, etkili ekip çalışmasını ve sunabileceği farklı ve başarılı tedavi yöntemlerini bir an önce dünyaya bildirip Bölgesel Sedef Tedavi merkezi olma yolundadır ve özel Sağlık Turizm paketleri çalışmalarına başlamıştır.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir