Ankilozan Spondilit Nedir?

Spondilit esasında tıp dilinde “omurga romatizması” demektir. Ankilozan Spondilit halk arasında “omurga iltihabı”ya da “iltihaplı bel romatizması” olarak bilinmektedir.  Ankilozan Spondilit (AS) omurgaların iltihabi bir hastalığıdır ve genellikle alt belde, pelviste kuyruk sokumu ve leğen kemiği birleştiren sakroillak eklemi olarak bilinen eklemde başlar. Daha sonra hastalık ilerledikçe, ankiloz (omurgada kaynaşma) başlar, bel, sırt ve boyun omurların yapısı bozulur, bel ve boyun hareketlerinde kısıtlama ve kamburluğa yol açabilir.    Ancak AS sadece bir bel romatizması değildir, yıllarca ayak topuk veya kaburga/göğüs kafesi ağrılarıyla da gezebilir.  AS sinsi ve yavaş seyri olan bir hastalık olduğu için genellikle kireçlenme veya bel fıtığı ile karıştırılır. Maalesef hastalığın tanısı erken konulmadığı taktirde omurganın yapısı bozulabilir.  Ülkemizde AS tanısı almış hastaların büyük kısmı yıllarca bel fıtığı tanısıyla gezmiş ve kimisi bel “fıtık” ameliyatı olmuş ama fayda görmemiş hastalar.  AS hastalığı genellikle genç erkeklerde (özellikle 17-25 yaş grubunda) başlamaktadır, ancak AS sadece bir erkek hastalığı değildir ve kadınlarda daha da sinsi olabilir.

Ankilozan Spondilit Belirtileri Nelerdir?

AS’de genelde sinsi başlayan bir bel veya kalça ağrısı söz konusudur. 3 aydan fazla süren ve 40 yaşın altandaki bel ağrılarında AS hastalığı düşünülmektedir.  AS hastanın bel ağrıları istirahtla düzelmez ve gece ağrıları da çoğu zaman vardır. Egzersiz ve hareket etmekle bel ağrılarında düzelme görülmektedir. Sabahları kalktıklarında bel ve kalça bölgesinde tutukluk olmaktadır ve bu tutukluk 30 dakikadan uzun olmaktadır. Bu söz edilen bel ağrı şablonuna genelde enflamatuar bel ağrısı ismi verilmektedir.

Ayrıca, gözde tekrarlayan ve üveit denilen bir göz iltihabı olabilmektedir. Bu yüzden, bazen halk arasında Üveit “Göz Romatizması” olarak bilinmektedir. Tekrarlayan Tendonit/Tendinit ve Entezit olabilmektedir. Bunlar en çok ayak topuklarda aşil tendonun kemiğe bağlandığı noktada veya ayak tabanında plantar fasianın kemik yapıştığı noktada iltihaplanma / enflamasyon olarak görünmektedir. Hastalar bu durumda sabah ilk attıkları adımlarda şiddetli ayak topuk ve taban ağrıları çekmektedir ve gün içerisinde bu ağrılar azalır. Ayrıca Daktilit olarak bilinen el veya ayak parmaklarında sosise benzer bir parmak şişkinliği ve eşlik eden ağrı, kızarıklık ve hareket kısıtlığı olabilmektedir.

Ankilozan Spondilit Hastalığındaki “Enflamatuar Bel Ağrıları” Ne Demektir?

 Tüm dünyada bel ağrısı oldukça yaygın bir problemdir ve onlarca sebebi olabilir.

Bel ağrıların büyük bir kısmı yapısal bozukluklar, disk kayması ve bel fıtığı gibi “mekanik” nedenlerle ortaya çıkar. Bu tip mekanik ağrıların büyük bir kısmı bel bölgesini zorlamakla, örneğin ağır bir şey kaldırmak veya aşırı hareket etmek gibi faktörlerle tetiklenmektedir. Genelde mekanik ağrıların büyük kısmı istirahat etmekle azalır.

Oysa Enflamatuar bel ağrıları, hiç zorlanma veya travma olmaksızın sinsi bir şekilde ortaya çıkar. Enflamatuar bel ağrılarının en belirgin özelliği; istirahat ile kötüleşmesi ve hareket ile azalmasıdır. Mekanik bel ağrılarının neredeyse tam tersidir. Enflamatuar bel ağrısı aynı zamanda tıp dilinde iltihaplı bel ağrısı olarak bilinmektedir ancak enfeksiyona bağlı olmayan iltihap söz konusudur. Enflamatuar bel ağrılarının büyük kısmı halk arasında “iltihaplı bel romatizması”  hastalıkları olarak bilinen Spondiloartropati  grubu altında tanımlanır. Bu Spondiloartropati grubu hastalıkların en şiddetlisi, Ankilozan Spondilit (AS) hastalığıdır.

Enflamatuar bel ağrıları kesinlikle dikkate alınması gereken durumlardır. Özellikle 40 yaşından genç olan hastalarda 3 aydan fazla sabah tutukluğu (en azından 45 dakika) ve bel ağrıları yaşanıyorsa, istirahat ile bel ağrısı kötüleşip hareket ettikçe azalıyorsa, bu belirtiler yüksek olasılıkla enflamatuar (iltihaplı) bel ağrısından kaynaklanıyordur. Birçok hasta, sabah uyandığında sadece gözlerini açmanın sabaha hazır olmak için yeterli olmadığını söyler. Hasta sabah kalktığında kişisel bakımında ve kıyafet giymekte zorlanır.  Bu hastalarda gecenin ikinci yarısında, sabaha karşı özellikle saat 03:00 – 05:00 arası, şiddetli ağrı veya bel tutukluğu olur. Enflamatuar bel ağrılarının özelliği gün içersinde azalma ve birçok insanda tamamen kaybolmasıdır. Hareket veya egzersizlerle rahatlaması ve birçok hasta “sanki gün içinde başka insanım, ağrılarım veya tutukluğum tamamen kayboluyor ama sabah kalktığımda yine tutuk kalkıyorum” gibi benzer tarifler verir.

Enflamatuar bel ağrıları kontrol altına alınmadığı taktirde daha sonra ilerleyici bir hastalık haline gelebilir, çünkü sinsi bir tarzda ilerleyebilir. Bu yüzden bir an evvel doğru ve kesin teşhisini koymaya çalıştığımız bir durumdur. Enflamatuar bel ağrıları zamanında tedavi edilmezse omurgada birbirine kaynaşmaya yol açabilir. Yıllarca ayak topuğu, sırt, boyun, kalça veya kaburga ağrıları da enflamatuar bel ağrılarına eşlik edebilir. Uzun süre bel ağrısı olduğu sanılan hastalar, hala bel ağrıları devam ediyorsa mutlaka bir Romatolog tarafından gözden geçirilmesi gerekir.  Senelerdir “mekanik” ağrıları olan hastada aslında enflamatuar bel ağrısı ile bilinen bir Spondiloartropati çıkabilir.  Maalesef ülkemizde Ankilozan Spondilit tanısı almış hastaların büyük kısmı yıllarca “mekanik” bel fıtığı tanısıyla gezmiş ve kimisi bel ameliyatı olmuş ama fayda görmemiş hastalardır. Bu yüzden özellikle gençlerde ortaya çıkan bel ağrısını dikkate alıp önemsemeli ve Enflamatuar olup olmadığının teşhisini bir an evvel koymalıyız.

Ankilozan Spondilit Neden Gelişir?

 Ankilozan Spondilit hastalığın özel bir sebebi yoktur ancak genetik yatkınlık söz konusudur. Kalıtsal faktörler içersinde özellikle, HLA-B27 olarak bilinen bir gen, ankilozan spondilit hastalığına yakalanma riskini büyük ölçüde artırmaktadır. Fakat bu gen her Türk Ankilozan Spondilit hastasında rastlanmamaktadır ayrıca tek başına HLA-B27 genin varlığı, AS hastalığın %100 görüleceği anlamına gelmez.

Ankilozan Spondilit Teşhisi Nasıl Konulur?

Çoğu zaman Ankilozan Spondilit hastalığı bir Ortopedi veya Fizik Tedavi uzmanının şüphesiyle başlar. Özellikle “bel fıtık tedavisine” yanıt alınmadığında AS hastalığı ayırıcı tanıda düşünülmektedir ve Romatizma uzman hekimine sevk edilir. Kesin teşhisi bu uzman Romatolog hekimi tarafından konur.  En önemli husus Romatoloji uzmanı için hastalığın öyküsüdür, özellikle 3 aydan fazla süren bel/ alt bel ağrıları varsa ve yukarıda sözedilen “Enflamatuar Bel Ağrıları” ile uyumluysa teşhis doğrulanır. Fizik muayenede hareket kısıtlığı testleri ve özel sakroiliak eklem manevraları uygulanır. Ardından, kesin tanı çoğu zaman radyolojik görüntüleme (Röntgen ve MR) ve laboratuvar testleri ile desteklenir.

Ankilozan Spondilit Nasıl Tedavi Edilir?

Çok hafif vakalarda sadece sakroiliak eklemleri ve Omurga tutulumu olan Ankilozan Spondilit hastalarında NSAİİ (kortizon içermeyen anti-enflammatuvar ağrı kesici ilaçları) ile başlanır ve cevap alınamayan vakalarda Salazoprin gibi hastalığın seyrini değiştiren anti-romatizma ilaçları verilmektedir. 3 aydan sonra yukarıda söz edilen ilaçlara yeteri derecede tedavi yanıtı görünmezse veya 3 farklı NSAİİ ilacına cevap alınmazsa, Biyolojik tedaviler verilmektedir. Biyolojik tedaviler arasında TNF blokerler veya interlökin 17 inhibitörü gibi ilaçlar bulunmaktadır. Bu tip Biyolojik ajanları, ağrıyı ve eklemlerdeki şişlik ve sabah tutukluğunu azaltmaya yardımcı olur. Bu tip “yeni nesil” Biyolojik ajan ilaçlarıyla tedavi başarısı büyük ölçüde artmıştır.

Ankilozan Spondilit Hastalığında Fizik Tedavinin Rolü Var Mıdır?

Fizik tedavi, tedavinin çok önemli bir parçasıdır ve çoğu zaman Romatoloji uzmanın ilaçlarıyla beraber bir Fizik Tedavi programı birlikte koordine edilir. Ankilozan Spondilit’te Fizik tedavinin amacı ağrının giderilmesi, dayanıklılığın ve esnekliğin arttırılması açısından çok yararlıdır. Fizik tedavi uzmanı genellikle hastaya özel egzersiz programı tasarlar.  Çoğu zaman, Fizik Tedavi uzmanı tarafından tasarlanan egzersiz programı daha sonra düzenli ve uzun vade yapılmalıdır. Ancak akut atak sırasında FTR programı ve egzersiz yapılmamalıdır. Ayrıca, hastalık kontrol altında değilse ve aktif “iltihap” görünüyorsa kan testlerinde,sıcak su/Termal/kaplıca/Hamam vb tedavilerinden ve ani ve sert hareketlerden kaçınılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir