dr. koksal hologlu

Romatem, yeni lüks markası RomatemMove ile Kuzey Kıbrıs’ta

dr. koksal hologlu 002Romatem Başkanı Dr. Köksal Holoğlu, İstanbul’da ve Kuzey Kıbrıs’ın Gazi Mağosa şehrinde RomatemMove adlı lüks bir tedavi merkezi kuracaklarını anlattı.
ÖZKAN ALTINTAŞ TÜRKİYE TURİZM
BAFRA /KKTC – Türkiye’nin fizik tedavi ve rehabilitasyon konusunda lider kuruluşu olan Romatem’in Başkanı Dr. Köksal Holoğlu uyguladıkları Robotik Rehabilitasyon Sistemleri ile tedaviye yenilikler getirdiklerini söyledi. Türkiye’nin savaşan ülkelerin yanında olması nedeniyle savaş rehabilitasyonu konusunda Irak, İranr, Libya ile çalışmalar yaptıklarını belirtti.

 

dr. koksal hologlu

2005 yılında Samsun’da başlayan Romatem’in yolculuğunun büyüyerek devam ettiğini söyleyen Dr. Köksal Holoğlu, İstanbul’da ve Kuzey Kıbrıs’ın Gazi Mağosa şehrinde RomatemMove adlı lüks bir tedavi merkezi kuracaklarını anlattı.
Fizik Tedavi Rehabilitasyon alanında hizmet sunan Romatem, Rehabilitasyon alanında Türkiye’nin ilk ve tek zincir sağlık markası olarak biliniyor.

dr. koksal hologlu 002

Romatem’i uluslararası alanda bilinirliği olan bir Türk Sağlık markası yapmayı amaçladıklarını belirten Dr. Köksal Holoğlu “Bu amaçla kalite öncelikli ve insan odaklı çalışmalarımızı geliştirerek devam ediyoruz” dedi.

dr. koksal hologlu 001

Kaynak: Romatem, yeni lüks markası RomatemMove ile Kuzey Kıbrıs’ta (turkiyeturizm.com)

HABER15

Fıtık sandığınız hastalığın adı dar kanal olabilir

Yürüyüş mesafeniz kısaldıysa, yürüyüş sırasında durarak dinlenme ihtiyacı hissediyorsanız, öne doğru eğilerek yürüyorsanız, ağrınız otururken değil yürürken oluyorsa hastalığınızın adı “dar kanal” olabilir. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu’nun haberi…

Halk arasında “dar kanal hastalığı” olarak bilinen Lomber Dar Kanal (Spinal Stenoz) omuriliğin içinden geçtiği kanalın iç hacminin daralması olarak tanımlanıyor. Bu sorun omurlar arasındaki disklerin yıpranmasından, eklem kıkırdaklarının kireçlenmesine, travmalardan tümöre ya da genetik faktörlere kadar çeşitli nedenlerden kaynaklanabiliyor.

Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastaneleri Medikal Direktörü Doç. Dr. Hülya Şirzai, “Belde meydana gelen kanal daralmasının şikayetleri benzer olduğu için bel fıtığı ile karıştırılabilen dar kanal hastalığına bel fıtığı, bel kayması, omurga eğrilikleri, omurgadaki kireçlenme gibi hastalıklar da neden olabilir. Hareketsiz yaşam sürenler, aşırı spor yapanlar, omurga sağlığına dikkat etmeyenler, ağır işlerde çalışanlar, uzun yol şoförleri ya da masa başında çalışanlar belde kanal daralması sorunu yaşayabilirler” diyor.Doç. Dr. Hülya Şirzai

Doç. Dr. Hülya Şirzai

 

OMURGANIN VE OMURGA KANALININ GÖREVİ

Doç. Dr. Hülya Şirzai, omurganın bel bölgesinin, omur adı verilen 5 adet kemiğin üst üste dizilmesinden oluşan çok hassas ve çok önemli bir bölge olduğunu söyleyerek, “Spinal kanal yani omurga kanalı, içinden omuriliğin geçtiği kanaldır. Omurgayı oluşturan omurlar arasında, hareket etmeyi sağlayan ve üst seviyelerden gelen yükü emerek düzgün bir şekilde alt seviyelere iletilmesini sağlayan disk denen yastıkçıklar ve omurları birbirine bağlayan eklemler ile çok sağlam ligamentler bulunur. İlerleyen yaşla beraber diskler esnekliğini kaybeder, ligamentler ve eklemler kalınlaşıp kemik yapılar daha kaba hale gelebilir. Tüm bu değişiklikler omurilik kanalının daralmasına ve içinden geçen omurilik ve sinirlerin bası altında kalıp normal görevini yapmasına engel olur. Omurganın ve beraberinde omurga kanalının en önemli görevi, içinde seyreden omuriliği ve omurilikten çıkan sinirleri korumak olduğu için bu görevi aksatacak her türlü problem hayat kalitesini bozabilir” diyor.

BEL FITIĞI İLE KARIŞTIRILIYOR

Dar kanal hastalığı bel fıtığı ve belde oluşan diğer problemlerle karıştırılabiliyor. Bu nedenle hastalığının doğru teşhis ve tedavisi çok önemli görülüyor. Hastalık, omurga kanalının özellikle bel bölgesinde daralarak sinirlere veya omuriliğe baskı yapması sonrası oluşuyor ve en sık olarak belde görülüyor. İkinci sıklıkla boyun bölgesinde nadiren de sırtta rastlanıyor.

Oluşumu yaşa ve yaşam koşullarına bağlı olarak kemik yapının kireçlenmesi, etraf bağ dokularının kalınlaşması ve zaman içerisinde oluşan fıtıklarının kireçlenmesi sonucu meydana geliyor. Bel fıtığı, boyun fıtığı, bel kayması, omurga eğrilikleri gibi hastalıklar darlığı artırıyor.3577131 08bdea8fad7c442e98265c291d818091

50 YAŞ SONRASI KADINLARDA DAHA SIK

Dar kanal hastalığı özellikle 50’li yaşlardan sonra, ağırlıklı kadınlar olmak üzere her iki cinste de görülüyor. Bu sorunun özellikle hareketsiz yaşam süren ya da aşırı egzersiz yapanlarda meydana geldiği belirtiliyor. Yavaş gelişen sorunla toplum giderek yaşlandığı için son 20 yıldır daha fazla karşılaşıldığına dikkat çekiliyor. Hastalığın meydana gelmesinde nadiren de olsa doğuştan gelen bir yatkınlık da söz konusu olabiliyor.

BEL BÖLGESİNDEN BACAKLARA YAYILAN AĞRIYA DİKKAT!

Doç Dr. Hülya Şirzai, “Dar kanal hastalarının en önemli şikayeti ağrıdır. Bel bölgesinden bacaklara yayılan ağrı, karıncalanma ve uyuşma ile kramp gibi şikayetlerin yanı sıra his kaybı da olabilir. Hastalık çok ilerlemişse kuvvet kaybı ile yürüme bozukluğu meydana gelebilir. Hastaların en tipik klinik belirtisi; “nörojenik kladikasyon” adı verilen biraz yol yürüdükten sonra uyuşma ve karıncalanma olması, bacaklarda kuvvetsizlik ile beraber adım atamayacak duruma gelinmesi ve bu şikayetlerin oturmak veya öne doğru eğilmekle azalmasıdır. Yürüme mesafeniz kısaldıysa, sık sık dinlenmek istiyorsanız ve eğilerek öne doğru yürüyorsanız doktora başvurmanın tam zamanıdır” diyor. Şirzai, hastalığın en ileri aşamalarında, idrar ve gaita kaçırma, cinsel fonksiyon bozukluğu, bacaklarda kuvvetsizlik, his kaybı ve uyuşma gibi bulguları olan “kauda equina sendromu” adı verilen tabloyla karşılaşılabileceğini ve böyle bir tabloda hastanın acil ameliyat edilmesini gerektiğini söylüyor.

TANI NASIL KONUR?

Kanal daralması tanısı ancak detaylı bir fizik muayene ve iyi alınmış bir hastalık hikayesi sonrasında konabiliyor. Tanıyı kesinleştirmek ve tedaviyi planlamak için hastadan, düz veya öne ve arkaya eğilme grafileri, spinal kanaldaki darlık ve omurilik basısını son derece detaylı gösteren manyetik rezonans görüntüleme (MR) bilgisayarlı tomografi (BT) ve lomber miyelogram gibi tetkikler isteniyor.

FİZİK TEDAVİ Mİ AMELİYAT MI?

Kişiye lomber dar kanal tanısı konduktan sonra ameliyat endikasyonu yoksa öncelikle klasik tedaviler uygulanıyor. ilk aşamanın ilaç tedavisi, günlük yaşam aktiviteleri eğitimi ve hastaya özel planlanan fizik tedavi ve rehabilitasyon olduğu belirtiliyor. Ağrının durumuna göre yapılan fizik tedavi uygulamaları farklılık gösterebiliyor. Bu tedavilere cevap alınamıyorsa spinal enjeksiyonlar veya bloklara geçiliyor. Ameliyatsız tedavi yöntemleriyle iyileşme sağlanamıyor ve ilerleyici his ve kuvvet kaybı ortaya çıkıyorsa cerrahi tedavi seçeneğinin düşünülmesi gerekiyor. Ameliyattan sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon programının mutlaka hastaya göre tekrar düzenlenmesi ve bu programa devam edilmesi öneriliyor.

 

Kaynak;
https://www.haberturk.com/fitik-sandiginiz-hastaligin-adi-dar-kanal-olabilir-3577131

HABER14 1

Tiyatrocu Sergen Deveci ‘mucize’ye adım attı

Özlem YURTÇU KARABULUT, Hami YEŞİLYURT / İSTANBUL (DHA) –  AMASYA’da bir buçuk ay önce turneden dönerken oyuncu arkadaşlarını da taşıyan minibüsün TIR’a çarpması sonucu ağır yaralan tiyatrocu Sergen Deveci, mucizeyi başardı. Felç kalma riski olduğu ve 1 yıldan önce ayağa kalkamayacağı söylenen genç oyuncu, yoğun fizik tedavi seanslarının ardından, tedavi gördüğü hastaneden 44 gün sonra yürüyerek çıktı. Deveci, “Gerçekten bir bebek gibi yeniden doğmak gibi. Ama bu biraz daha sancılı ve uzun bir süreç. Bir gün, ‘yürüyebileceğim’ diye ağlayacağım, aklıma gelmezdi. Hayata yeniden 1.82’den bakmak, o an gerçekten insanın gözleri doluyor” dedi.
Amasya’da turneden dönerken tiyatro ekibini taşıyan minibüsün TIR’a çarpması sonucu 3 arkadaşının öldüğü kazada boynu kırılan ve omurilik yaralanması nedeniyle felç kalma riski yaşayan 32 yaşındaki tiyatrocu Sergen Deveci mucizeyi başardı. 
Deveci 44 gün sonra tedavi gördüğü Kocaeli Romatem Fizik ve Rehabilitasyon Hastanesi’nden yürüyerek çıktı. Kazadan hemen sonra Sağlık Bakanlığı’na bağlı ambulans uçakla İstanbul’a getirilen ve boyun omurundan ciddi bir ameliyat geçiren Deveci, doktorları bile şaşırttı. Doktorların 1 yıldan önce ayağa kalkamayabilir dediği genç oyuncu, 1,5 ayda kendi doktorunu dansa kaldıracak kadar iyileşme gösterdi. Robotik rehabilitasyon ile yoğun fizyoterapi seansları sayesinde, umudunu hiç kaybetmeden ve sürekli ayağa kalkacağı günü hedefleyerek hastane günlerini geçiren Deveci, “Bu benim hayatımın ikinci evresi” dedi.

“BOYNUMUN KIRILDIĞINI SÖYLEYEBİLİYOR OLMAM BİLE BİR MUCİZE”
Kaza olduğu anda ayakta olduğu için başını aracın tavanına vurduğunu ve bu nedenle boynunun kırıldığını anlatan Deveci, kaza anı ve hemen sonraki anlattı. Sergen Deveci, “Turnedeyiz, her fırsatta uyuyoruz. Ben de araçta uyurken, bir ses duydum; merak ettim ayağa kalktım. Tam o anda çarpışmışız. Ayakta olduğum için kafamı yukarı çarpmışım ve boynumu kırmışım. Çok ilginç, bir insanın boynunun kırılması ve hala bunu söyleyebiliyor olması. Bence mucize. Boynunuz kırıldığında bir şeyler yok oluyor. İlk başta bende de öyle oldu, büyük bir sessizlik, sonra geri geldim. Boynum kırıldığında omuriliğim zarar görmüş. Ben bunu bilmiyordum tabii, müthiş bir hissizlikle uyanmıştım. Önce ayağıma bir şey girdi zannettim. O yüzden hissetmiyorum sanıyordum. Meğer o sıra omuriliğim zedelenmiş. En azından ayağımda yaralanma yok, sağlam diye düşündüm. Ama öyle değilmiş. O sırada ben ayaklarımın hakimiyetini kaybetmiştim ve hastaneye kaldırılmışım. Kazadan sonra ilk uyandığımda ilk götürüldüğüm hastanedeydim. Uzun bir süre geçmişti. İşte o benim gidip gelme hikayem, aslında beni hastaneye kaldırmışlar. Elim kolum bağlanmış, acayip sırtım kaşınıyordu. Hemşireye yalvardım ne olur sırtımı kaşıyabilir miyim diye. Onlar da omurgam daha fazla zarar görmesin diye elimi kolumu sabitlemişler tabii” dedi.

“FELÇ KALABİLECEĞİMİ İNTERNETTE YAZILANLARDAN ÖĞRENDİM”
İlk götürüldüğü hastanede çok riskli olduğu için ameliyatının yapılamadığını ve daha sonra Sağlık Bakanlığı’nın ambulans uçağı ile İstanbul’daki özel bir hastaneye getirildiğini anlatan Deveci, “İstanbul’a transfer edilmem gerekiyordu ambulansla. Çok havalıydı gerçekten. Sağ olsunlar hava ambulansıyla buraya getirildim. İlk defa kullandım, umarım bir daha kullanmak zorunda kalmam; hiç kimse kullanmaz. Korku olmadı bende, çünkü belli bir süre uzun bir süre bunun ne olduğunu tam olarak anlayamadım zaten. Bir hissizlik var ama, öyle ayağının üstüne oturmuşsun da ayağın uyuşmuş gibi bir hissizlik değil. Ne yaparsan yap bir türlü geri gelmeyen bir hissizlik. İstanbul’da güzel bir ameliyat yapıldı bana. Ama psikolojik olarak çok zor biliyor musunuz? Sonradan öğrenmeye başladım detayları. İnanılmaz bir haber trafiği dönmüş bu arada. Ben telefonu elime aldığımda, internette yazılanlardan öğrendim felç kalma ihtimalim var diye. Sonra telefonlar gelmeye başladı, herkese durumu açıklıyorsunuz; ‘Felç mi kalacaksın?’ diyorlar, ‘Bilmiyorum, bakacağız’ diyorum falan” dedi.

“TEKRAR YÜRÜYEMEZSEM BİR B PLANIM DA VARDI”
Ameliyat sonrası sürecin kendisi için çok iyi geçtiğini de sözlerine ekleyen Sergen Deveci, ilk başlarda ‘Tekrar yürüyemezsem ne yaparım’ diye düşündüğünü ve bir B planı olduğunu da kaydederek, “Buraya geldim fizik tedavi sürecim başladı. e-sporcu olurum, oturduğum yerden içerik üretirim ya da yazar olurum diyordum. Çünkü olmazsa olmaz, hayatta kalmak da çok büyük bir olaydı. Yoldaşlarımızı kaybettik biz o kazada. Hayatta olmak başka bir anlam taşıyordu benim için. Ayağa kalkamayacaksam tabii ki üzülürdüm ama bir B planım da vardı” şeklinde konuştu.

“HAYATA YENİDEN 1.82’DEN BAKABİLMEK İNSANIN GÖZLERİNİ DOLDURUYOR”
Biraz sancılı ve uzun süren bir yeniden doğuş yaşadığını anlatan genç oyuncu, ilk ayağa kalkma anında hissettiklerini ise şu cümlelerle anlattı: “O kadar garip bir his ki gerçekten bir bebek gibi yeniden doğmak gibi. Ama bu biraz daha sancılı; önce parmaklarınızı hissediyorsunuz, sonra kasılmalarınız başlıyor, ayağınızı çekebilmeye başlıyorsunuz. Adım adım, zamanla bunların oluşması, ayağa tekrar kalkabilmek, insanı ağlatıyor. Ben aklıma gelmezdi ki bir gün yürüyeceğim diye ağlayacağım. Hiç unutmuyorum hoca ayak çalıştırıyor, ‘Ayakta güç var ya senin, ayağa kalkalım’ dedi. Ben, şaka yapıyor sandım, güldüm. Hatta ‘Hocam nerede ya keşke, kalkamam’ dedim. Sonra hoca beni ayağa kaldırdı. Hayata tekrar 1.82’den bakabilmek, o an gerçekten insanın gözleri doluyor. Çok güzel bir andı”

“FİLMLERDE YÜRÜYENLERİ GÖRMEK AĞRIMA GİDİYORDU”
Hastaneye ilk yattığı günlerde film bile izleyemediğini, orada ayakta insanlar gördükçe bunun çok ağrına gittiğini belirten Deveci, “Mental sağlığım da tam yerinde değildi. Ama zamanla iyileşme süreci de hızlı ilerleyince, biraz daha keyiflendim, neşelendim. Sonra da kendi işime dönebildim. Yavaş yavaş hastanede yatarken de çeşitli içerikler üretebildim. Bir de umarım bir daha gelmem ama hayatım boyunca ilk defa böyle bir ortamda bulunuyordum. Koşullar çok farklı, bir yerden sonra kafanız bulunduğunuz yerdeki durumlara göre şaka çıkartabiliyor. Onları yapınca tabii daha da keyiflendim. O yolculuktan dönerken aslında talk show’umuz başlayacaktı, ne yazık ki kaza olduğu için ertelendi. Galiba ölümden dönmek beni biraz korkusuz yaptı. Bir şakalar yazdım var ya? Çok heyecanlıyım onları yapmak için” dedi.

“HAYATIMIN İKİNCİ BÖLÜMÜ DAHA DA GÜZEL OLACAK”
Sergen Deveci, son olarak doktorlarına da ömür boyu minnettar kalacağını ifade ederek “Ne olursa olsun bu süreçte evet robotik tedavi vs aldım ama hocaların etkisi çok büyüktü. Onlara hayatım boyunca minnet duyacağım sanırım. Çünkü süreci benim için hızlandırdılar, iyi hissettirdiler. Ben yarına hazırdım, bugünkü tedavim bitince yarına yine hazırdım. Hırslıydım, hocalarım hırslandırdı. Bir de şey diyorlar, ‘mucizeymişim ben’ falan. Bilmiyorum ama tedavi sürecim güzel geçti. Bu benim hayatımın ikinci bölümü olacak diye tahmin ediyorum. İkinci bölüm daha da güzel olacak diye düşünüyorum. Eğer hayatta kaldıysam, bunun bir anlamı var. Ben de onun hakkını vermeye çalışacağım” şeklinde konuştu.

“DESTEKSİZ OTURAMIYORDU ŞİMDİ MERDİVEN ÇIKIYOR”
Ünlü oyuncunun ailesi Kocaeli’nde yaşadığı için fizik tedavi sürecini Kocaeli Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde geçirdiğini anlatan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Esra Mustafa, taburculuğundan sonra bir süre daha düzenli fizyoterapi süreci olacağını belirterek  ondaki bu hızlı iyileşmenin kendilerini de çok şaşırttığını kaydetti. Dr. Mustafa, “İlk geldiğinde oturamıyor, ayakta duramıyor ve yürüyemiyordu. Bacaklarda çok hafif his vardı. Tedaviye başladık, hızlı bir şekilde yürüttük,  kazanın hemen sonrası bizim için altın dönemdi. Tecrübeli bir fizyoterapist kadrosu ile birlikte ve robotik teknolojiden de yararlanarak tedavisini gerçekleştirdik. Bir ay gibi bir sürede yürümeye başladı. Şu an rahatlıkla kendisi yürüyebiliyor, merdiven inip çıkabilmeye başladı. Ama tabii amacımız onu daha da bağımsızlaştırmak. Aslında benim ilk muayenemde bu kadar hızlı toparlayabileceğini öngörmüyordum açıkçası. İlk muayeneye baktığımızda, bayağı yoğun etkilenmesi vardı omurilik yaralanmasından. Özellikle bacaklarının. Kolları toparlamaya başlamıştı, gövde dengesini ufak ufak sağlamaya başlamıştı ama desteksiz oturamıyordu. Bacaklar bayağı güçsüzdü. Hiçbir zaman moralini düşürmedi. Muhtemelen 1-2 ay daha yoğun bir şekilde fizyoterapilerine devam edeceğiz. Ondan sonra artık sevenleriyle yeni projelerine devam edecek diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak; https://www.dha.com.tr/yerel-haberler/istanbul/merkez/tiyatrocu-sergen-deveci-mucizeye-adim-atti-2193837